Neler oldu neler – Özet I

Uzun zaman oldu yazmayalı, ısrarla takip eden, seven ve okuyan herkese yeniden merhaba! Neden yazmadın derseniz size sayfalarca neden sıralayabilirim ve yine yazmam gerekenleri yazamayabilirim. Diyelim tembellik, diyelim her şey üstüste geldi, ipin ucu kaçtı bulamadım, diyelim yazacak yanlarım ağrıyordu. Öpüşüp barışalım ve ben size yine tatlı tatlı anlatayım. Sıkı durun neredeyse bir yılın özetini çıkaracağım!

Nerede kalmıştık? Hah Pasto Kolombiya’daymışım en son. Buradan Ipiales’e yine bol rampalı yoldan devam ettik. Ipiales’te tüm gezginlerin kurtarıcısı Ozkar yolun son bi kaç kilometresinde kamyonetle gelip bizi karşılayıp evine götürdü. Sırt çantalı, bisikletli, kedili, köpekli kimseyi geri çevirmeyen güleryüzlü Ozkar, şehrin ortasında tır parkı işletiyor. Ipiales’te en çok ziyaret edilen yer Las Lajas Katolik Kilisesi ve Bazilikası. Guaitara nehrinin kıyısına inşa edilen bu neo-gotik kilise ve kiliseyi nehrin karşısına bağlayan köprü gerçekten görülmeye değer. 

Ozkar ve Ailesi ve Alman bisikletçilerle akşam yemeği
Las Lajas Katolik Kilisesi

Bu arada Cuchu kuduz aşısını Ekvator’a geçmeden bir gün önce oldu. Dolayısıyla sınırı geçerken kendisinden hiç bahsetmedim ve de göstermedim. Sepetin üzerini kendi yaptığım yağmurlukla örtmüştüm kimse de görmedi :)

Sınır şehri Tulcan’da itfaiyeye kapağı atmadan önce mezarlığa gittim. Bana neden mezarlık diye sormayın genelde şehirlerde ziyaret etmeye çalıştığım yerlerin başında gelir. Burası da çalılardan yaptıkları heykeller ile meşhurmuş. 

İtfaiye de şehrin girişindeymiş gerisin geriye döndüm bir de ne göreyim bizimkiler de burada; Medellin’de bıraktığım Ruth ve Fırat!

Ertesi gün beraber yola koyulduk. Hatta bir kaç gün birlikte pedalladıktan sonra onları Ibarra’da bırakıp ben yola devam ettim.

Ibarra’dan Otavalo’ya giderken yön değiştirip antik karayolunu takip ederek Iluman’a vardım. Burada gönüllü çalışabileceğiniz çok tatlı bir Quechua aile bulup konakladım. 

Iluman’dan sonra epey bir Cotacachi’de WS üyesi Christina ve oğlu Omkem ile kaldım. Birlikte Otavalo pazarını da ziyaret ettik. Yakın yerlere sürüş yaptık.

Kichwa dilinde 'Lago de Cuy' - Gine Domuzu Gölü anlamına geliyor
Laguna Cuicocha – Cuicocha Gölü

Otavalo Pazarından kareler

Cotacachi’de yerel pazardan kareler

Daha sonra Otavalo’dan Quito’ya doğru yola koyuldum. Tumbaco Casa de Ciclista’yı teğet geçip Cumbaya İtfaiyesinde konakladım ve Quito’nun güneyindeki Sangolqui’ye devam ettim. Yine WS üyesi Sebastian beni ve kedi kızımı misafir etti. Birlikte Antisana Milli Parkına gittik. 

 

Antisana hatırası

Sangolqui’den doğru Sigchos’a yola koyulduk. HelpX sitesinde bir süre gönüllü çalışacağim bir iş buldum. Isınlivi isimli minik köyde bir hostelde gönüllü çalışacaktım, böylece Noel ve yılbaşında en azından başımın üzerinde dam olacaktı. Katolisizm ve yerel inanışın karmasıyla renkli bir festival, Noel ve yılbaşı kutladım. Ayrıca meşhur Quilotoa Gölüne iki günlük bir yürüyüş yapma fırsatım oldu. Yeniden yola çıkmaya hazırdım. 

Yerel festivalden kareler

Noel Kutlamasından kareler

Ev yapımı havai fişek olmadan olmaz!

Yeni yıldan kareler

Quilotoa Gölünden kareler

Laguna Quilotoa – Quilotoa Gölü

Rota Latacunga, Ambato ve Baños olarak devam etti. Baños de Agua Santo şelaleri, Tungurahua Volkanına çıkış noktası ve elbette ki sebil olarak şehrin dört bir yanındaki termal havuzları ile meşhur. 

 

Baños’tan sonra tekrar rampa sardırmamak için güney doğudan yola devam; Puyo, Macas, Sucua ve Santiago de Mendez. Buradan da otobüse atlayıp Cuenca’ya geçtim.

Cuenca sanırım Ekvator’da en sevdiğim şehir oldu. Aslında kışlık eldivenlerimi de alıp yola devam etmek niyetindeydim. Yağış beklenmesine rağmen 2016 oldukça kurak bir mevsimdi ve Peru’nun sadece bisikletli gezginlerin girdiği toprak yolları henüz yağmur ile buluşup çamur olmadan yola devam etmek en mantıklısıydı. Gel görki, en mantıksız kararı verip, Meksika’ya geri döndüm. Hem de aşık olduğum San Cristobal’e değil de sıcak Puerto Escondido’ya :( 

Meksika’dan kareler. CDMX’ten Puerto Escondido’ya bisikletle devam ettim tabiiki

Arkadaşlarım yıllar yılı tatillerini geçirdikleri hosteli eski ingiliz sahibinden satın almışlardı ve nisan-ekim arası işletecek güvenilir birini arıyorlardı.

Arada vizemi uzatabilmek için Guatemala’ya gitmem gerekince ufak bir bisiklet turu yaptım. Puerto Escondido’dan Tapachula sınıra kadar sahilden gidip dönüşte dağlardan San Cristobal’e uğramadan edemedim. Böylece eski dostlarla hasret giderme fırsatım oldu. Ve herşeyden daha güzeli Zapatista Hareketinin 13. Yıldönümü kutlamalarna katılabildim. 

En azından üç beş kuruş biriktiririm, belki yeni bisiklet parçası alırım diye düşündüm ama tabii büyük aptallık! Ben dönerken dolar kuru 2,3 TL idi şu anda 4 TL. Eh tabii dolar kazanmayınca eldeki avuçtaki para da değer kaybetti. Bir de üstüne Pto. Escondido yolunda bi araç çarpıp kaçınca kazancımın hepsi fizik tedaviye gitti. Gelmeden önce dil döken insanlar dönüş zamanı ne kedinin ne bisikletin kargo parasını ödemeyince – hoş, sormadım ben de ayrı gerizekalıyım- o da benim bütçeme kaçtı. Bu 6 ay boyunca da ne yalan söyleyeyim yazacak çok şey vardı ama aslında hiçbir şey yoktu. Neyse uzun lafın kısası hiçbir şey kazanmadan bi de üstelik sol omzu da sakatlayıp kaldığım yere Ekvator’a geri döndüm. Burada yollarımız Ersin Uyanık (Başka Yollar) ile kesişti.

Ve macera devam ediyor!

Volcan Cotopaxi – Cotopaxi Volkanı

Şu afili fotoğraf için Ersin’e teşekkürler :)

2 Comments

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *